CENNETE KİMLER GİDECEK?



İlk insanın toplayıcılık yaparak hayata başladığı öne sürülüyor. Vahşi hayvanlardan artakalan kemikleri kırıp ilikleri içerek yaşam sürdürmüşler. Bu sayede taş gibi eşyaları kullanmayı öğrenip geliştirmişler. İnsanoğlu daha sonra ateşi keşfetmiş. Ateş yandığı zaman, o her gördüğünde korkup kaçtığı hayvanların, ateşten korkup kaçtıklarını görmüş. O zaman ateşi hem ısınma hem de korunma amaçlı kullanmaya başlamışlar. Ateş, onlara güç vermiş, özgüvenleri artmış. Sonra ateşi hüküm aracı olarak kullanmayı bellemişler. Onlara zarar verebilecek hayvanların otlağını ateşle yakmış, yollarına engel olan ağaç, diken ya da çalılıkları ateşle dümdüz etmişler. Bu hükmetme, insanı şımartmış. Güvende olma hissi ise eskiye nazaran daha rahat, daha güvenli bir yaşam ortamı sunmuş. Ateşin başında sohbet, dedikodu başlamış ve bu sayede de dil gelişmeye başlamış. Dil, dedikodu geliştikçe de gruplaşmalar başlamış. Kafası ve çıkarları uyuşanlar teşkilatlanıp başka grupların mallarına ve canlarına göz koymaya başlamış. Bir ağacı ormandan kesip getirmek yerine, hemen karşı evdeki kesilmiş odunları almak daha kolaymış. Derken çatışmalar, katliamlar başlamış. Bu çatışmalardan kaçan insanlar yaşanması güç yerlerde ikamet etmeye çalışmışlar. Böylece kutuplara kadar dağılmış, kaçmış ve saklanmışlar.
Tanrı, insanların bu dağınık hallerini takip ediyormuş. Daha sonra melekler vasıtasıyla dağınık halde yaşayan insanları aydınlatmaya karar vermiş. Onlara peygamberler yollayıp ümmetler halinde yaşamalarını sağlamış. Herkesi bir araya toplamanın tek yolu onları din, kabile, kültür meşaleleri ardında kanalize etmek, sürü halinde yaşamalarını sağlamakmış. Onları bir araya getirmek, en azından büyük gruplar halinde bir araya getirmek mümkün olmuş ama sorunlar burada bitmemiş. Bu sefer büyük gruplar halinde birbirleriyle savaşmaya, birbirlerini din için öldürmeye başlamışlar. Budistler, Müslümanları sırf Müslüman oldukları için Burma’da öldürmeye başlamış. Daha eski zamanlarda Haçlılar, Müslümanları Haçlı Seferleriyle dünyadan silmek istemiş. Müslümanlar da başka dine mensupları Emeviler Döneminde sırf Müslüman olmadıkları için öldürmüş. Sonra Müslümanlar birbirini, Hristiyanlar birbirini, başka dinlere mensup başka insanlar birbirlerini öldürüp durmuş.
Tanrı, insanlara dört kitap göndererek peygamberleri bu kitaplarla desteklemiş. Kitaplarda doğru veya yanlışlar örnek verilerek aktarılmış. Önce Zebur gönderilmiş ama hakkıyla okunup yaşanmamış. Sonra Tevrat gönderilmiş ama o da hakkıyla okunup yaşanmamış. Daha sonra bir mucize eseri Bakire Meryem hamile kalmış ve İsa, İncil’le desteklenmiş. Bu defa o da okunmamış hatta tahrif edilmiş. Benzer pek çok eser şeklinde çoğaltılmış. Tanrı bu sefer Kuran’ı yollamış ve ilk emir olarak insanoğluna “Oku!” demiş. İlk emir: Oku! Günümüze gelene kadar Kuran’ın Arapçası okunup durmuş ama Arapça bilmeyen milletler de bundan hiçbir şey anlamıyormuş. Saygıyla dinlemişler. Bakmışlar ki ne kadar dikkatle dinlerlerse dinlesinler bir şey anlamıyorlar onlar da bu kitaplar için kadife kılıflar dikip kutsal kitabı duvarlara asmışlar. Sonra bunu okumayı da unutmuşlar. Onu okumayı bilenlere para verip kutsal kitabı ölülerine okutmaya başlamışlar. Diriler anlamıyor belki ölüler bir şeyler anlar, diye ummuşlar. Sonra okumayı bilenler, kutsal kitabın yalnızca Arapça okunması gerektiğini savunmaya başlamışlar. Kuran’ı Arapların bile anlamadığını, anlasalardı hallerinin böyle olmayacağını iddia ederek savlarını güçlendirmişler. Bu sayede Kuran okumaktan para kazanan bir meslek grubu, bir gelir kapısı oluşmuş.
Mevcut zamanda tüm kutsal kitaplar duruyor, peygamberler biliniyor, herkes her ayete ulaşabilir ve metni kendi diline çevirebilir. Herkes, her şeyi araştırarak doğru ya da yanlışa yalnızca aklıyla karar verebilir. Eskiden olduğu gibi arada mesafeler, iletişim noksanlığı, kitap kıtlığı, âlim kıtlığı yok. Mademki malzeme olarak hiçbir eksiğimiz yok, bugünkü yaşamı, insanlığın tutum ve davranışlarını göz önüne alırsak… Söyleyin dostlar, kimler cennete gidecek?


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BAŞIMA NELER GELDİ

DOYUMSUZ EVLAT NASIL YETİŞTİRİLİR?

ACI BABA'YA HOŞ GELDİNİZ