NOEL BABA ÇOCUKLARI !
NOEL BABA ÇOCUKLARI
Evet, garip ama doğru. Millet
olarak bize yakışan sıfat artık budur! Noel Baba Çocukları. Pek hoşunuza
gitmeyeceğini biliyorum ama gerçekçi olalım. Çuvaldızı sahiden kendimize
batıralım bu kez. İşte, geçmişimiz bir
film şeridi gibi geçsin zihninizden.
Bir zamanlar Malazgirt’te Büyük
Roma İmparatorluğuna kök söktüren kahramanların çocuklarıydık. İslam’ın
kılıcını Araplar’dan devralıp üç kıtaya yayan alperenlerin çocuklarıydık. Orta
Asya bozkırlarında Çinliler’e duvar örmeyi öğretip, dünyanın yedi harikasından
birini yaptırdıktan sonra Batı’ya yönelen, korkusuz adamların torunlarıydık.
On binlerce zırhlı Haçlı
kuvvetlerine Anadolu’yu dar eden, onları İslam coğrafyasına ulaşana kadar, yağ
gibi eriten, muzaffer hükümdarların çocuklarıydık. Haçlıların zırhları
kalınlaştıkça, dedelerimiz üzerini çıkarıyor, düşman çeliğe büründükçe
atalarımız daha şevkle saldırıyordu.
Küçücük beylikten koskoca bir
devleti kuran Osman Gazi Han’ın evlatlarıydık 1200’lü yıllarda.İman ve Cihan
hakimiyeti ile yanıyorduk, bizi söndürmeye çalışan Timur’a karşı bile küllerimizden doğmuştuk. Biz, bir
zamanlar Bayezid’in oğullarıydık ki bize Yıldırım derdi Avrupalılar.
Yıkılmaz, fethedilemez, alınamaz
denilen İstanbul’u atlarımızın nallarında ezen de bizdik, çağlar açıp çağlar
kapayan da yine bizdik.
Afrika’da, Asya’da, Avrupa’da
adına hutbeler okutan yine bizim dedelerimizdi; ruhları şad olsun. Kanuni
dedemiz zamanında Avrupa’nın dört köşesinde selamımız ile ferman yazılır,
hükümdar değişirdi; evet, gerçekten onlar biz idik.
Sonra ne oldu?
Şımardık, gevşedik, özümüzden
sıyrılmaya başladık. Ne zaman ki Avrupa’nın ilim ve teknolojisini değil de
kültürünü çıkış yolu olarak gördük; işte o gün bugündür sürünmedeyiz.
Sonra… Can çekişmeye başladık,
bütün dünya üzerimize saldırınca yaşlı aslanlar misali mücadele ede ede
kabuğumuza çekildik. Dedemiz Alparslan’ın ve onun oğullarının mirası üzerinde
zar zor tutunabildik.
Yaşlı halimizde bile
genlerimizdeki kahramanlık duruyordu. Çanakkale’de, onca imkansızlığa rağmen
dünyayı rezil eden yine bizdik. Askerin
olmadığı yerde kızlarımız, ninelerimiz cephede görev yaptı. Kurtuluş savaşında
hasta olsak da, kendi kendimizi mahvetmiş olsak da kimin torunları olduğumuzu
bir kez daha gösterdik.Yine küllerden, bir kıvılcımla yanmaya başladık.
Batı bizi ezdikçe biz onlara
sığındık, kovuldukça kapılarına dayandık. Halen Batı’nın kapılarında biçare, ne
idüğü belli olmayan evlat gibi dolanmaktayız.
En büyük savaşlara dayanıp,
milyonlarca şehit verip, dünyaya karşı direndik çünkü biz kültürümüzü, dinimizi,
namusumuzu çiğnetmeye tahammül edemeyecek kadar şerefli bir millettik.
Şimdi ne haldeyiz?
Alışveriş merkezleri önünde Noel
Baba kılıklı adamlar dolaştıran bir millet değil miyiz?
Yılbaşında minicik öğrencilerine
çeşitli renkli kağıtlardan Noel Baba resimleri çizdiren idealist(!) öğretmenler
değil miyiz?
Bakırköy, Kadıköy başta olmak
üzere daha birçok ilçede yılbaşı öncesi camlara Noel Baba kuklası asıldığını
televizyonlarda görmediniz mi?
Dizilerde, özel günlerde şampanya
patlatılarak, ak dimağlarımıza kara davranış kalıpları sokulmaya çalışıldığını
fark ediyor musunuz?
Dükkan, iş yeri adlarının nasıl
da ecnebileştiğinin farkında mısınız?
Televizyonun büyüttüğü
çocuklarımızın ileride bizlere televizyonda gördüğü ahlak kalıplarına göre
davranacağını öngöremeyeniniz var mı?
Tüm bunlardan sonra ne diyelim
kendimize! Büyük milletin büyük çocukları mı?
Haklısınız
YanıtlaSilHocam daha iyi anlatılamazdı.
YanıtlaSil